Aybars Fırat 7.7.2009
Senin adını bilmiyorum. Ne iş yapıyorsun, öğrenci misin, evli misin, nişanlı mısın bilmiyorum. Belli ki Doğu Türkistan'lı bir Türk kızısın. İşkencesi ve sinsiliğiyle, yüze gülüp, arkadan kalleşçe mezar kazmasıyla meşhur Çinlinin karşısına öylece dikilmenin ne anlama geldiğini bilecek yaştasın. Ölüm bana vız gelir dediğine göre, yaşadığın vahşet ve zulüm, daha hayatının baharında, sevme, sevilme çağındaki seni çileden çıkarmış olmalı. Bıçak kemiği de geçmiş ki sen orda tankın, topun, tüfeğin, copun karşısındasın.
Adını sanını bilmesem de bütün varlığınla zulmün karşısına dikildiğini, neden orada olduğunu tahmin edebiliyorum.
Öncenin öncesinde, Çinliler, Doğu Türkistan'da Türkleri azınlık durumuna düşürmek için, Çin hapishanelerindeki azılı mahkümları, sapıkları, katilleri, Uygurları vatanlarından kovalamak şartıyla serbest bırakıp Doğu Türkistan'a göndermişlerdi, göndermeye de devam ediyorlardı. Böylece tanımadığın asık suratlı yüzbinlerce Çinli yıllar boyu size komşu oldu. Toprağınızı elinizden aldı. Yetmedi, işinizi elinizden aldı. Yetmedi, binlerce yıldır yaşadığınız ev/bark/pazar/ camilerinizi elinizden alıp, yıkarak yerine, yerleştirilecek Çinliler için toplu konutlar yaptılar. Size camileri yasaklayıp, dilinizi de unutturmak için, zorla Çince öğrettiler. Anne karnındaki doğumu yaklaşmış bebekleri zorla kürtaj yaptılar.. .
Bütün bunlar yetmedi. 'İş gücü fazlasını başka bölgelere gönderiyoruz' diyerek evlerinden, çocuklarından, eşlerinden kopardıkları kadın ve kızlarımızı uzak Çin bölgelerine gönderdiler. Pis emellerine, köleliğe zorladılar. Kabul etmeyenleri de hunharca öldürdüler. Dünya bu soykırıma kulaklarını tıkamış, Türkiye yetkilileri ise hepten sağır olmuştu.. Şu son hadiseye kadar. Ne oldu peki?
Önce erkekler, bir gece yarısı öldürülen eşlerinin, kızkardeşlerinin akıbetini sordular. Neden bu hadise ile ilgili hiçbir soruşturma açılmadığını bilmek istiyorlardı. Sonra, onların masum gösterilerine yaylım ateşi açılıp öldürüldüler. Masum bir soruya cevap verilmesi yerine, öldürülen babalarınızın, kardeşlerinizin, neden öldürüldüğünü sormak, zayıf bedeninle sana, size düştü. Kiminiz yalınayak, kiminiz kucağında bebeleriyle, kiminiz kırık bastonuyla..ama mangal gibi yüreklerinizle...
Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu soykırıma sadece siz karşı durabilirdiniz.
Türklerden başka bu cesarette kadınlar, kızlar yetiştirebilen bir millet daha var mı acaba, ?
Senin gibi tankların, silahların önüne yumruğuyla çıkan yüzlerce Uygur kadını ve kızı, öyle fotoğraflarla dünya basınına yansıdı ki, her biri ayrı bir bayrak yapılacak kırattadır. Bu şeref size yettiği gibi yedi sülalenize de yeter. Ama milletimiz, insanlık bu şereften nasibini alır mı bilmem.. Zira artık milletimizin yüreğinin toplu attığından emin değilim. Bir ferdinin bile parmağına diken batsa muzdarip olması gereken bir Türk Milleti kaldı mı acaba?
Zayıf omuzlarına öyle bir yük yükledik ki kardeşim, bizi affet. Bize hakkını helal et. O meydanda biz olmalıydık. Hepimiz, bütün Türkler, bütün Müslümanlar ve bütün insanlık! Olamadık. Sen bize hakkını helal etsen bile, bu zulme seyirci kalan bizleri Allah affeder mi bilemem.
Gerçi sen yalnız değilsin orada. Gazetelerde, televizyonlarda, senin gibi, bir orduya karşı sadece yumruklarıyla hesap soran, meydan okuyan yüzlerce, binlerce kadın ve genç kız resmi gördüm.
O ne haysiyetli duruştur be kardeşim. Analar halâ böyle yiğit kızlar mı doğururmuş?
Bu resimlerden sadece birine sahip olan bir hareket, gerçekten yabancı bir gücün tesiriyle bu gösterileri yapmış olsaydı, çoktan ihtilali yapmış, bitirmiş olurdu. Çünkü dünya televizyonları öne çıkan bu resmi -mesela senin resmini- öyle bir allayıp pullarlardı ki. Çoktan sembolleşmiş olurdun. İsmin, cismin de belli olurdu o zaman.
Parçalanmış bedenleri gördüm. Boynunda yaftası, eli arkadan kelepçeli, öldürülmüş diğer kızlarımızı, gençlerimizi gördüm. Elleri kelepçeli olduğu halde boynu kesilmiş yiğitlerimizi gördüm. Neden bir insan kelepçelendikten sonra öldürülür ki? Onlara bakarken;
"Sevinin Mehmedim başlar yüksekte
Ölsek de sevinin eve dönsek de
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte"
diyen şairi düşündüm. Sizden önce Doğu Türkistan'da bu zulümleri çeken Uygurları, Kazakları düşündüm. Himalyalarda donmuş bebeğini gömemeden yoluna devam etmek zorunda kalan analarımızı düşündüm. Seni düşündüm. Belki bu resim çekildikten sonra zalimin insafına kaldın ve evine ulaşamadın. Tutuklandın, işkence görüyorsun, başka iğrençliklere maruz kalıyorsun. Belki de şu anda hakkın şerbetini içip şehadete ulaştın.
Biz senin sağ olup olmadığını, o fotoğraf karelerine yansıyan yiğit Türk kadın ve kızlarını, gençlerini takip edeceğiz. İsimlerini bilsek de bilmesek de hepsini tanıyoruz. Başlarına gelenlerden sadece Çinlileri değil bütün dünyayı sorumlu tutacağız. Çünkü kardeşlerimiz sadece elleriyle, yumruklarıyla gösteri yaptılar. Çinlilerle eşit muamele ve adaletten başka birşey istemiyorlardı. Ama dünya siz müslüman olduğunuz için göz yumdu.
Başımızda soykırım diye boza pişirip iftira atanların sesi neden çıkmıyor? İşte son otuz yılda canlı yayınlanan bir başka Türk Soykırımı.. Birincisini Ermeniler Hocalı'da yapmıştı, ikincisini de Çinliler yapıyor. Tibetlilere yapılan baskılarda sesini yükseltip, Doğu Türkistan'daki Türkler sözkonusu olunca susan iki yüzlü Uygar Dünya'ya bir gün elbet biz de bunun hesabını sorarız.
Çin, öldürdüğü her Uygur için tek tek hesap verecektir. Bu hesaptan hangi seddi yaparlarsa yapsınlar kurtulamayacaklar.
Önce Çin'i sonra bütün dünyayı masumların ateşi yakıp bitirecektir.
Seni bir bölük kalkanlı-coplu Çin polisinin karşısında çıldırmış bir şekilde kardeşlerinin hesabını sorarken gördüm.
Sendeki yiğitliğin binde biri bile bizde yoktu kardeşim.
Oturdum ve kadınlar gibi ağladım.
Okuyucularımı bu soykırımla ve Doğu Türkistanla ilgili bütün toplantılara ve protestolara gitmeye, yerli yabancı ilgili bütün yayınları takip etmeye, çıkan gazete yazılarını okumaya, tv. programlarını görmeye, yazmaya çağırıyorum. Çin mallarını kesinlikle almamaya.. Bir de Doğu Türkistan zulümden kurtuluncaya kadar dua etmeye...Bu zulme sessiz kalmayınız. Sessiz bir çığlık ancak bizi yer, bitirir.
Resmi, görüntüsü basına yansıyan, yansımayan kardeşlerimizin sağ olup olmadıklarını bilmek, resmini gördüğüm her kardeşimin hikayesini de duymak istiyorum. Bizleri habersiz bırakmayınız.
Allah yar ve yardımcımız olsun benim aziz kızkardeşim. Şehitlerimize Allah'dan af ve mağfiret dilerim. Sizin için dua ediyor ve çaresiz bir kardeşin olarak seni selamlıyorum.
http://soykirimakarsisessizciglik.blogspot.com/2009/07/sen-uygur-kizi.html
UYGUR KIZININ CANLI GÖRÜNTÜLERİ İÇİN bkz:
http://news.bbc.co.uk/2/hi/asia-pacific/8137519.stm
http://news.bbc.co.uk/2/hi/programmes/world_news_america/8140974.stm?ls
http://news.bbc.co.uk/2/hi/asia-pacific/8137519.stm?ls
20 Temmuz 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)