11 Eylül 2009 Cuma

11 EYLÜL’E SEKİZ YILIN ARDINDAN BAKIŞ:

Not: Aşağıdaki birinci yazı 11 Eylül saldırıları olduğu anda yazılmış, ikinci ve üçüncü yazı da birkaç gün sonra kaleme alınmıştır. Şehmuz Karadağ. Fatih Gökberk ile aynı kişidir. O günlerde bugünkünden daha berrak düşündüğümüzü gördüm. Dikkatinize sunuyorum:

Fwd: Rus ajanı öldürüldü? Terör 50.000 Kişiyi hedef aldı[1]

--- In TurkGazeteToplulugu@y..., Sehmuz Karadag wrote:

Sayın üyeler,
Garih Cinayetiyle ilgili son gelişme; Onu Mossad öldürdü diyen Rus Ajan Dimitri Rigudin Bulgaristansınırında ölü bulunmuş. (Kaynak: www.haberturk.com)
Şu anda aldığımız yeni haberlere göre de Dünya Ticaret Örgütüne (50.000 kişinin dolaştığı)uçakla saldırı yapılmış. Televizyonlar canlı yayında,haberler tamamen teröre kilitlenmiş vaziyette.Ayrıca Pentagon'a ve bir ticaret merkezine de saldırı yapılmış.Bu çok önemli bir gelişme;Siz eğer terörü ülke olarak desteklerseniz,Taksim'de terör,Garih Cinayetleri bunun bir örneği,sizin de başınıza birtakım terör olaylarının gelmesi kaçınılmazdır.Afganistan'da açlıktan,depremden kırılanhalkı hala savaştıran bir zihniyetin başına bu gibi şaşırtma hadiselerinin gelmesi çok doğaldır.Dünya etme bulma dünyasıdır.Çalma kapımı,Çalarlar kapını! Ermeni terörünü desteklemek için kanun çıkarır, meclislerinizi çalıştırırsanız bu işin sonu nereye varır.Azerbaycan'da öz yurdundan sürülmüş milyonlarca göçmenleri görmezden gelip Ermenilere anıt dikmeye çalışır,Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kürtleri Türk Milletine karşı ayaklandırmaya çalışırsanız bir gün kaşıdığınız terör gelip sizibulur.Lanet olsun teröre.Lanet olsun bunların her çeşidini destekleyen İngiliz, Yahudi, Ermeni, Rum paryalara. Gizli örgütlerinizonca masum insanın hesabını nasıl verecek?Dünyayı ne hale getirdiniz görün.Allah sizin belanızı versin.Türk Milletine de akıl fikir versin,tekrar aklını başına devşirip dünyaya yeniden huzur verici birmedeniyet getirsin.Çalışmadan kazanılamayan,başkalarının haklarına tecavüz etmeyen, kendi milletine olduğu kadar bütün insanlığa hürmeti esas alan bir yönetime dünyanın o kadar çokihtiyacı var ki..Rus ajanın öldürülmesi Mossad'ın yaptığını kabul,gücünü isbat ve gözdağı vermesi anlamına mıgeliyor?Şimdi açıklandığına göre ABD deki eylemleri Filistinliler üstlenmiş deniliyor ama benim kanaatimbu işi de Garih'i öldürenler yapmıştır. Şu anda Dünya ticaret örgütünün binası çökmüş. Binlercekişi ölmüş durumda.İ çinde çok sayıda Türk varmış.Allah rahmet eylesin.Ahmet Şah Mesud'a yapılan suikasttan haberdar olanınız var mı? Ne oldu acaba? Hedefte Irak ve Afganistan var gibi.
Aşağıdaki yazıyı lütfen dikkate alınız ve okuyunuz.Saygılarımla..Ek:Yazı (Mossad-Garih hk.)______________________________________________________
Date: Mon, 10 Sep 2001 14:42:46 +0200From: "deep" deep@u...
Subject: Dimitar Rigudin: Garihi MOSSAD öldürttüMOSSAD öldürttüa..
ANKARA
Alarko Holding Yönetim Kurulu Baskanı Üzeyir Garih cinayeti üzerindeki sis perdesi halen duruyor. Yetkililer, cinayetten sorumlu tutulan Yener Yermez'in Emniyet tarafından yakalanmasından sonracinayetin büyük bir bölümünün açıklığa kavuştuğunu açıklarken, Bulgaristan'da gerçekleşen bir cinayet, olayın çözüme kavuştuğu iddialarına gölge düşürdü. Cinayetin İsrail gizli servisi MOSSAD tarafından işlendiğini ifade eden Yahudi kökenli Rus Ajan Dimitrı Rigudin Bulgaristan'da ölü olarak bulundu. Rigudin'in bu açıklamayı yaptıktan sonra ölü bulunması, cinayette MOSSAD parmağı olduğu yönündeki görüşleri kuvvetlendirdi.Garih'in Eyüp mezarlıgında ölü bulunmasından sonra, cinayetin kim ya da kimler tarafından işlendiği noktasında senaryo üzerine senaryo üretildi. 12 yaşındaki çocuklar katil zanlısı olarak gözaltına alınırken, Emniyet hata üzerine hata yaptı. Cinayet hakkında birbiri ardına gelen senaryolardan en ciddi olanı cinayetin MOSSAD tarafından islendiği yönündeki iddia oldu. Bu iddiayı ortaya atan istihbaratçılardan en önemlisi ise, Rus Ajani Rigudin oldu. Ancak Rigudin'in ölü bulunmasi akillardakonuyla ilgili olarak soru işaretleri oluşturdu. Rigudin, Garih'in öldürülmesinde MOSSAD'in parmağı olduğunu açıkladıktan tam sekiz gün sonra Bulgaristan'da ölü bulundu. Aydınlık Dergisi'nde yeralan habere göre, Rigudin'in bu açıklamaları ajanin sonunu hazırladı.
MOSSAD: GARIH'IN BASINA BIR SEY GELIRSE BIZDENUZAKLASTIGI IÇIN GELIR
Dimitar Rigudin, Rusya'nin önde gelen gazetelerinden Trud gazetesi'nde yayinlanan yazisinda, Garih cinayetinde MOSSAD'in parmaginin oldugunu ifade ederek, konu hakkinda ilginç açiklamalarda bulundu. Rus ajan Rigudin, Üzeyir Garih'in öldürülmesinde MOSSAD'in parmagi oldugu tezini isesu sekilde açikliyordu: 'Israil gizli istihbarat örgütü MOSSAD, Amerikan merkezi istihbarat örgütü CIA'ya rapor gibi kasetler hazirladi. Bu kasette, Garih'in basina bir sey gelirse, bizden uzaklastigi için gelir sözleri kayitliydi. ' Rigudin bu kasetlerdeki bilgilere dayanarak, Garih cinayetinin arkasinda, MOSSAD'in oldugunu yazmisti.
8 GÜN SONRA ÖLÜ BULUNDU
Trud gazetesinde 28 Agustos'ta söz konusu yazisi yayinlanan Rigudin, yazinin yayinlanmasindan tam 8 gün sonra, 4 Eylül 2001 tarihinde evinin önünde ölü bulundu. Rigudin'in Türkiye sinirina çok yakin olan Svilengrad kentinde öldürüldügü yapilan arastirmalar sonucunda ortaya çikti. Ancak, Rigudin'in cesedi, öldürüldügü yerde degil, buradan tam 250 kilometre daha uzakta Varna'daki evinin önündebulundu. Rigudin'in cesedinin öldürüldügü yerde degil de evinin önünde bulunmasi ise, cinayetinprofesyonelce islendigi ve bazi mesajlar vermek üzere evinin önüne atildigi seklinde degerlendirildi. Dimitar Rigudin'in ölümü yakin mesafeden atesli silahla yapilan bir saldiri neticesinde gerçeklesti. Bu da Rigudin'in tanidigi biri ya da birileri tarafindan öldürülmüs olabilecegi seklinde yorumlandi.
RIGUDIN, MOSSAD UZMANI VE YAHUDI...
Dimitar Rigudin, 1942 dogumlu ve Rus vatandasi. Yillarca eski SSCB gizli istihbarat örgütü KGB'de görev yapan Rigudin, Türkçe, Rusça, Ispanyolca, Arapça, Farsça, Arnavutça ve Ibraniceyiçok iyi düzeyde biliyordu. Türkiye'de de yillarca görev yaptigi öne sürülen Rigudin'in Türkiye'dekullandigi isim ise Ahmet Furkan... Rigudin'in ayrica istihbarat dünyasinda, çok iyi bir MOSSAD uzmani olarak biliniyordu. Bu konuda Rusya'nin önde gelen isimleri arasinda yer alan Dimitri Rigudin'in Garih gibi Musevi asilli olmasi ise dikkat çekici bir diger yönü. Asil adi ise Vasili Sigurev...Rigudin, SSCB dagildiktan sonra, Rusya federasyonunda üst düzey polis komiserligi yapti. Yeltsin döneminde görevden alinan Rigudin, Putin'in göreve gelmesinden sonra, tekrar istihbarat servisindegörev aldi. Rigudin'in görev yeri ise ölü bulundugu Bulgaristan'dı.
ALATON'UN IFADESI...
Garih'in is ortagi Ishak Alaton'un cinayetten sonra yaptigi açiklamalarda, Üzeyir Garih'in kendisini, 'Masonlugun gizli isaretleri' ile uyarmaya çalistigi seklindeki ifadeleri ise bu olayin ortaya çikmasindansonra anlam buldu. Alaton'a göre Garih kendisinden dul bir kadina verilmek üzere para istemisti. Bu Alaton'a göre, Garih masonlukta en üst derecede bulunuyordu ve bu istek masonlukta tehlikeisareti anlamina geliyordu. Rigudin, Trud gazetesindeki yazisinda, 'Garih'in basina bir sey gelirse, MOSSAD'tan uzaklastigi için gelir' seklindeki ifadesi ve Garih'in Alaton'a göre kendisinin tehlikede oldugu uyarisi arasindaki bag ise cevap bekleyen sorular arasinda yer aliyor.
KAYNAK: YAHUDILER ARASINDAKI IHTILAFLARA DIKKATÇEKIYOR
MIT eski Daire Baskanlarindan Prof. Dr. Mahir Kaynak, Akit'e yaptigi degerlendirmede, Rus ajanin öldürülmesi olayini bildigini, bu olayla ilgili değerlendirme yapmak için erken oldugunu belirterek, 'Ben Garih'in öldürülmesi ve Rus ajanla ilgili olarak adres göstermiyorum. Ancak, sunu söyleyebilirim, bu olayin arkasinda Yahudiler arasindaki ihtilaflar yatıyor' dedi.

……………………………………………………………………….

From: http://groups.yahoo.com/group/bayrak-/post?postID=MyZHATXshceEo96hbUTAxlBpLelni1M8UXmOq1lEthtY0cxBLtBrt9m9xsSQVk6lU-t-dC6feSAIBPqnuADate: Sat Sep 15, 2001 7:19 pm
Subject: Okuma Seferberliği;"BAŞKAN BUŞH SALDIRIYIBUŞH SALDIRIYI BİR İLKOKULDA İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNEKİTAP OKURKEN ÖĞREND[2]
Çok değerli arkadaşlarım;Birkaç günden beri bomba gibi gündemimize düşen ABD'ye saldırı ile ilgili konuları konuşuyoruz. Daha da uzun süre konuşacak gibiyiz.Bu saldırıyı kimin yaptığına dair yüksek sesle yapılan düşüncelere bir kaç eklemede bulunmak istiyorum,1.Bu saldırıyı kim planlamış veya uygulamış olursa olsun, bundan istifade edenler, bu tür hadiselere maddi, manevi hazırlığı ve bilgi birikimine sahip olan ülkeler ve kurumlar olacaktır.Türkiye büyük bir tecrübeye sahiptir ama maalesef bunu ortaya koyabilecek iradeye sahip değildir. Yönetim zaafiyetlerini ortadan kaldırmalıdır.Bu saldırının da çok uzun vadeli menfaatler için planlanmış olduğu, buna karşılık, yine aynı şekilde uzun vadeli menfaatler çerçevesinde karşılık bulacağı söylenebilir. Bu noktada Çin ve Rusya' nın busaldırıda parmağının bulunduğu söylenebilir ve en fazla çıkarın da yine uluslaraarası bilgi, basın ve para çevrelerine hakim olan gücün elde edebileceğini söylemek kehanet olmaz.2.Saldırıya uğrayan ülke ile birtakım ilişkilerimiz ve dostluğumuz, onun dünya üzerindeki terörist faaliyetlerini, bunları desteklemiş olduğunu, özellikle Usame Bin Ladin'i doğuran sebepleri kendisininyarattığını bize unutturmamalıdır.(Eski ABD Dışişleri Bakanı Ladin'i kendilerinin büyüttüğünü dün NTV söyleşisinde bizzat söyledi. Eski bir CİA bölge şefi olan Ladin, maaşları ABD tarafından Pakistan eliyle ödendiği söylenen Taliban'ınbaşkanı Molla Ömer'in kayınpederidir. Taliban askerleri ABD'nin uydusu olan Pakistan'da eğitilmişlerdir ve bugün Kabil'de trafik memurlarına kadar Pakistanlı memurlara rastlamak mümkündür.)3.Türk basını Kraldan çok Kralcı olmuş ve savaş senaryolarını tartışıyor. Bu yanlıştır. Bırakınız kendileri savaş senaryoları yazsınlar. Savaş senaryolarını tartışalım ama kendi milletimizinsavaş senaryolarını tartışalım. Afganistan, yani Cenubi-Güney Türkistan bölgesinde en fazla zarar görecek unsurlardan biri de oradaki Özbek, Türkmen ve Hazara Türkleri olacaktır.Bunlar doğrudan saldırıya uğramasalar bile, insanları rahat yaşamaya alıştıkları ve ölümden korktukları için "ateşi maşa ile tutmaya alışmış olan" sam amcanın maşaları olacaktır. Türkiye bu konuda çok dikkatli olmalıdır. Kuzey Irak' ta Türkmenleri Masanın etrafında eşit statüde oturtamayanTürkiye, PKK terörüne destek olan Nato üyelerine değil beşinci maddenin uygulanması kararını aldırmak, yakalanan teröristleri bile geri alamamıştı. Türkiye, bu defa hem bozulan ekonomisini, hem bu coğrafyalardaki kardeşlerini ve nüfuzunu, hem de terör konusundaki mağduriyetlerini (Azerbaycan'daki Ermeni terörünü-1 Milyon insanın evsiz barksız göçmen olması, Irak'ta bir KürtDevleti'nin kurulması, fiilen Türk varlığının ortadan kaldırılması, Batı Trakya'daki mağduriyetler,Dünyada Ermenistan'ın Terörist bir devlet olarak tanınmasının sağlanması v.b. konuları) gündeme taşımasını bilmelidir. Yeni dönemde bir terör tanımı yapılacaktır; Bu tanımın yapılması sırasında kendikavramlarını net bir şekilde ortaya koymalı ve kabulu için vargücüyle çalışmalıdır. Terörün tanımında Fatih Gökberk'in dile getirdiği terör konularının varlığı unutulmamalıdır. Türkiye'ye karşı işlenen terörolaylarının hesabı bu vesileyle görülmelidir. Buna Apo'nun asılması da dahildir. Mitterand' ın, Alman Milletvekillerinin, Belçika' nın vesaire desteklerinin hesabı sorulmalıdır, sorulabilmelidir, aksi halde ABD ve Batı ittifakına destek verilmesi menfaatlerimize uymaz.4.Bu saldırı vesilesiyle Amerika ve dünya kamuoyunun "medeniyetler çatışmasına" yönlendirilmesine engel olmak gerekir. Bu, insanlığa karşı büyük bir cinayet olur. Amerika'da ve başka yerlerde Müslümanlara yapılan saldırıyı bahane edip, Müslümanlara saldıranlar derhal kınanmalı ve olayların vehameti çığırından çıkarılmadan Dünya Kamuoyuna izah edilmelidir. Terör bütün ülkeler,dinler, anlayışlar ve milletler için kötüdür, kınanmalı, lanetlenmelidir.5.Bu arada Türkiye' de ekonominin daha da kötüye gideceği konusu ortada olmasına rağmen gereğinden fazla abartılmaktadır. Buradan birtakım çevrelerin çıkarı olacağı için. Bu konununkaşınmasına, Borsada ve başka ortamlarda bu bahaneyle havadan para kazanılmasınaizin verilmemelidir. Bunun da bir çeşit terör olduğu unutulmamalıdır. Bir gün bu teröre de dur denileceği hesaplanmalıdır.6.Bu terör olaylarından şöyle bir ders çıkarmak da mümkün;Teröre sebep olacak hadiselerin kökünün kazınması için devletlere ve hükümetlere büyük görevler düşmektedir. Türkiye’de Türk Devleti ile Türk Milletinin arasına girmiş mesafeler, bu hadisedensonra daraltılmaya çalışılmalı ve mümkünse yok edilmemelidir. Özellikle dış kaynaklı etnik, dini, iktisadi ve kültürel yumuşak karınların kaşınmasından oluşan yaraların tedavisinde Devlet Babakendini göstermelidir. Yaraları tedavi etmeli, bataklıklar kurutulmalı, Devletle Millet barıştırılmalıdır.7.Başta ABD olmak üzere, Dünya Kamuoyunun nasıl bilgisiz olduğu ve önlerine atılan her haber ve yorumun peşine takılıp sürüklendiği bu vesileyle ortaya çıkmıştır. İnsanlar Afganistan, Oradaki etnik ve dini yapı, sosyolojik durum, Usame Bin Ladin, Pakistan, vs. laflarını duymaktadır. (Türkiye Kamuoyu Afganistan'ı ve oradaki Türkleri bu vesileyle iyi tanımalı, onların içinde bulunduğu fakirlik ve çileleroradaki Türklerin ahvali tek tek anlatılmalı, onlara bir zarar gelmesi önlenmelidir.Bu görev basına ve devletimize düşer. )Amerika, parmağını bir yöne tutmakta Kamuoyları, orada gösterilen isimleri, devletleri, halklarını, sosyal ve kültürel durumlarını, siyasetlerini, kısa ve uzun vadeli hesaplarını hiç düşünmedenyönlendirilmektedir.Orada üç-beş yıldır korkunç bir açlık ve sefaletin olduğundan habersiziz, depremlerden yıkılmış, savaşlardan dolayı çoğu ruhen ve bedenen sakat halkını tanımadığımız gibi bir öcü karşımıza çıkarılmaktadır.Tıpkı Fransa sahillerinde petrole bulanmış kuşun Körfezdeki çevre felaketinin örneği gibi sunulması ve bunun sorgusuz sualsiz kabullenilmesi gibi. Bütün ortaya konulan bu senaryoların, haberlerin ve sairenin arkalarındaki gerçeklere bakılması yönünde hem aydınlarımızın hem de insanlarımızın kendi kendilerini eğitmelerine ihtiyaçları vardır. Bu daokumakla olur. Okumalı ve okutmalıyız. Amerika'nın Afganistan'a yerleşmesinin gelecek yüz yüzyılların, Rus ve Çin kaynaklarının kontrolü ile ilgili olduğunu, Şangay Beşlisi'nin, Bor madeninin, Kapatılan Doğalgaz ve Petrol rezervlerimizin, Tarihi tecrübelerimizin ne olduğunun insanımıza anlatılması gerekmektedir. Bunun için ben TGT mensuplarını okuma seferberliği'ne çağırıyorum. Çünkü;"BAŞKAN BUŞH SALDIRIYI BİR İLKOKULDA İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNE KİTAP OKURKEN ALDI"Bu yüzden de bu saldırıdan en fazla yaralanacak olan Amerika'dır.ABD yetkililerince yirmi birinci yüzyıla başlangıç ilan edilen 11 Eylül 2001'de başlayan yüzyılımız, en fazla bilgiye, bilgiden kaynaklanan üretime, teknolojik buluşlara, yenilik ve hayat kolaylığına sahip olan milletlerin yüzyılı olacaktır.Dünyada en fazla çalışan (mesai saati en uzun devlet),en fazla okuyan ve en fazla buluş yapan devlet olarak ABD çok şanslı gözüküyor. Biz de milletimizi okuma ve çalışarak üretme yolunda hızlandırıp yarışta yerimizi alabiliriz.
Saygılarımla.Şehmuz Karadağ
TGT’nin (Türk Gazete Topluluğu) 3385 nolu yazısı

……………………..


MİLENYUMUN İLK SAVAŞI!

--- In TurkGazeteToplulugu@y..., fgokberk@y... wrote:Fatih Gökberk

Oynanan “Tavşana kaç, tazıya tut” oyununda, bu savaşta Ladin de, Taliban da, Pakistan da bir kukladan ibarettir. Bu savaş, öncelikle;1. Televizyonların savaşıdır. Onun için her söylenene inanmamak gerekir.2. Türk Askerine kulak vermek lazımdır. İtibar edilecek başka bir yer de kalmamıştır .3. Taliban’ dan kaçan Afgan Halkı açlık ve soğuktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. Sınırımıza milyonlarca insan gelip dayanabilir. Bu bakımdan tedbire ihtiyacımız var.4. Afganistan Türkleri Taliban’ a yapılan saldırıdan en fazla zarar görecek unsurdur. Ayaklarında giyecek ayakkabısı olmayan Kuzey ittifakı içindeki Türkler, kendilerini hem ABD ve hem de Taliban’ dan korunmak ve muhtemel bir iktidarın ortakları arasında bulunabilmek için Türkiye’nin acil yardımına ihtiyacı vardır.5. Bölgede çok değişik senaryolar gündeme gelebilir. İran veya Çin’in tavırları, Rusya’nın tutumu, Pakistan Halkı’nın göstereceği direnç savaşın süratle yayılmasını sağlayabilir. Ekonomik bakımdanhükümet tedbirli olmalı, borsayı kapatmalı, hortumlanan paraları geri alıp borçlarını kapatmalı ve altını esas alan sisteme derhal geçmelidir. Çünkü bu savaş uzun bir savaş olacaktır.1. 11 Eylül tarihinde Amerika’ya yapılan saldırıya misilleme olarak gerçekleştirilen savaş başladı. Türkiye saatiyle 18.45’de başlayan ABD saldırısını dünyaya ilk defa İrfan Sapmaz duyurdu. Birgazetecilik başarısı gerçekleştiren İrfan Sapmaz’ ı kutluyorum. (Ancak bir özel televizyon kanalımız bu saldırıyı “Milenyum’ un ilk savaşı” olarak duyurdu. Ben bu tür yaklaşımları da kınıyorum. Buarsız bir üsluptur. İnsanın “Ne çok savaşa meraklıymışsınız be” diye bunların suratlarına tüküresi geliyor. ) Hürriyet’ in Bakü muhabiri olarak 1990’dan sonra birçok önemli gelişmeyi ilk ondan öğrenmeimkanımız olmuştu.Saldırıdan sonra yapılan resmi açıklamalarda ABD Başkan yardımcısı Dik Çeni’nin Cumhurbaşkanı Sezer’i aradığı söylendi. Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkeleri Buş kendisi ararken demekbize de yardımcısı düşmüş. Buradan mesela şu sonuçları çıkarmak mümkün;
a. Biz ikinci derece bir devlet ve müttefikiz,
b. Bizim köle İsaura olarak bu kadar değerimiz var,
c. Türkiye’nin bölgedekiönemini göz ardı edebilmek için ABD özel çaba gösteriyor.Saldırı Afganistan’ın Kabil Kandahar ve Celalabat şehirlerindeki Taliban mevzilerine ve havaalanlarına yapıldı diye duyurulurken veya en azından biz öyle avutulurken, Dostum canlı yayında kendisi ileyapılan telefon bağlantısında Mezar-ı Şerif, Şıbırgan ve başka birtakım merkezlerdeki havaalanlarının da vurulduğunu ve buraların yandığının haber alındığını söyledi. Bunun üzerine CNN saldırıyapılan merkezlerin sayısını arttırdı.Türk kamuoyundan gizlenen bir husus, saldırıdan sonra ABD’de açıklama yapan yetkililere sorulan sorularla ortaya çıktı; ABD kendi halkından bile tepki görmekten korkarak, bölge halkına insani yardımatacağını söylemektedir. Halktaki savaş karşıtı büyük tepkiyi bu şekilde, “masum halka bir şey yapmayacağım, onlara yardım ediyorum” görüntüsüyle frenlemeye çalışacaktır. Afganistan’ın Taliban zulmü ve tehdidi altındaki masum insanlarına o yardımların ulaşıp ulaşmayacağı ise çok şüphelidir. İngiltere başta olmak üzere Savaş Karşıtları gösterilerine şimdiden başlamıştır. Önümüzdeki günlerde Pakistan’ın karışması beklenmelidir.CNN Türk’ün muhabiri Cüneyt Özdemir İslamabat’ tan saldırı sırasında asıl CNN’in Pakistan Dışişleri Bakanı’ yla söyleşi yaptığını, dolayısıyla Pakistan’ ın ABD saldırısından önceden haberdaredilmediğini söylerken, sonraki haberlerinde çark ederek ABD’ den kopardığı tavizler sonucu Pakistan’ ın bu savaşta önemli bir görev üstlenmiş olduğunu söylemeye başladı. Burada en önemli Türk yayınkuruluşları bir tarafa, Yahudi patron uzantısı CNN Türk’ün dahi siyasi ve askeri gelişmeleri takip etmede çok başarısız kaldığını belirtmek gerekir. (Söz aramızda, ben bile iki gün önce bir iki güniçinde savaşın çıkacağını öğrenmiştim. Askerler’ den böyle bir bilgi ulaşmıştı bana.)CNN Türk’ün 11 Eylül sonrasında “Sahibinin Sesi” ni çok iyi taklit ettiğini, birtakım basınımızın da bundan aşağı kalmadığını gördük. Bu arada TRT Türk gibi uluslar arası bir kanala sahip olan TürkiyeCumhuriyeti devleti neden bu kanalda Dünya Siyasetinde kendisinin de söz sahibi olduğunu göstermek için bir çaba göstermedi. TRT, neden Afganistan’a, Kabil’e veya Dostum kuvvetlerinin yanına bir muhabir göndermedi? Buna imkanı mı yoktu, yoksa vurdumduymazlığının başka birsebebi mi var? Haber merkezinde, Dostum’ un güçlerinin ön saflarına yaklaşıp haber yapabilecek en az yirmi muhabir bulunmaktadır. En azından dünyanın ikinci büyük televizyonu olduğu söylenen TRT,Katar’ın El-Cezire televizyonundan daha iyi durumda olmalıydı.2. Dikkatimi çeken bir konu bu El Cezire Tv meselesi oldu. Usame Bin Ladin’ in birçok görüntüsü bu televizyon vasıtasıyla dünya kamuoyuna duyurulmuştu. Bu görüntülerde hep bir şeyler bana ters gelmişti. Acaba Rusya’nın Azerbaycan’ da, Karabağ’da yaptığını, ABD ve İngiliz gizli servisleri Afganistan’da mı yapıyorlardı? Bahtiyar Vahapzade ustanın dediği gibi “Tavşana kaç, tazıya tut” siyaseti mi güdülüyordu? TGT’ da dağıtılan bir yazıda Taliban ve Mehdi Projesinden bahsediliyordu. Bu yazıda bir ajan faaliyeti olarak geçen Taliban Hareketi son gelişmeler sırasında gördüğümüze göre, hiç de sahibine karşı isyan eden bir canavar görüntüsü çizmiyor. Aksine sahibinin sesini çok iyi algılayan bir görüntü çiziyor. Önce Ladin’e sahip çıkmayan Taliban sonra sahip çıkmaya başlıyor, sonra onun yerini bildiğini söylüyor ve ona hakim olduğunu söylüyor, en sonunda da vermeyeceğini söylüyor. Bütün bu gelişmeler Taliban’ ın ve Ladin’in, ABD ve İngiltere’nin Afganistan’a saldırısının meşru zeminini hazırlamak amacıyla görevlendirildiğini ortaya koyuyor. El Cezire de burada önemli bir görev üstleniyor; Dünya kamuoyuna son dakikaya kadar Ladin’ i pazarlıyor. Ancak pazarlanan Ladin görüntüleri hiç de Müslümanların dini bir konuyla uğraştıklarını göstermiyor. Aksine vur-kır, sefalet, çocukların beynini yıkama, eğitimsizlik, adaletsizlik, iktidarsızlık, düzensizlik kısacası tam bir barbarlık gösteriyor.
İşte meselenin özü buradadır; Dünya bir savaşa sokulacaktır, küresel imparatorluk öyle istemektedir. ABD ve başka ülkelerin halklarının hiç önemi yoktur ama birtakım gerekçelerin de sunulmasıgerekmektedir. Bu gerekçeler arasına en fanatik haliyle İslam, uyuşturucu, terör, kadınları okutmayan bir anlayış, kısacası İslam’la hiç ilgisi olmayan barbarca tutumların Dünya Kamuoyununönüne sunulması gerekiyordu. Önce Ladin suçsuz bir terörist gibi sunulacak, saldırı gerekçeleri açıklanmayarak masummuş gibi takdim edilecek, daha sonra da bu eylemi yaptığı kabullendirilip (EL Cezire bunu yaptı sanırım) savaşa haklılık kılıfı kazandırılacaktı. Burada asıl dikkat edilmesi gereken konu şu; İslam’ın böyle bir din olmadığını herkes biliyor. Bu adama kimse sahip de çıkmıyor. Hattakoruyucuları olan ülkeler de ne hikmetse ABD’nin güdümünde olan ülkeler. Taliban’ ı kuran da besleyen de, Ladin ve yandaşları eliyle eğiten, geliştiren ve Kuzey İttifakı’na karşı iktidara getiren de ABD ve CİA. Afganistan’da iktidara getirdiği Taliban’ı yandaşı ülkelere tanıttıran da ABD. Taliban’ı dünyada Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden başka tanıyan yok. Bir de Katar ve El Cezire Televizyonu tanıyor. Böylece ABD ve İngiltere’nin Katar ve El Cezire kartını da görmüş olduk.Bu vesileyle El Cezire Tv’nin Taliban Savunma Bakanı ile canlı yayında Kabil’e bağlanması çok ilginç. Yanında bir başka Televizyon kamerası olan bir bakan düşünün. O ülkede yayın yapan doğru dürüstbir televizyon bile yok ve elektrikler kesilmiş, tepenizden bombalar yağıyor, siz pırıl pırıl bir görüntüyle açıklama yapıyorsunuz.Katar’ın El Cezire’ sine..Bu görüntüler bana Kuveyt’ te diye takdim edilen ama gerçekte Fransa sahillerinden çekilmiş petrole bulanmış kuşları hatırlattı. Bu El Cezire Televizyonu’nu çok merak ediyorum;Önümüzdeki günlerde bakalım hangi bilgileri önümüze sürecekler. Ladin’in 11 Eylül’ü ben yaptım, haklıydım diyen, pırıl pırıl cihat çağrısı görüntülerini görürsek şaşırmayalım. Küresel İmparatorluk, busavaşı Ladin ve Taliban ağzıyla Müslüman- Hıristiyan Savaşı gibi takdim edecek, Hıristiyan cephesi yok öyle değil, Müslüman cephesi yahu bu adamla benim ilgim yok diyene kadar savaş karlarını yapmış olacaktır. Ladin’ in samimi bir Müslüman olduğunu kabul etsek bile bu amaca hizmet eden bir piyondan başka bir şey olmadığı ortadadır. ABD, CNN Türk kanalını kurarken bu günleri düşünmüş, Türkiye’ nin bölgede önemli bir yere geldiğini görmüş ve muhtemel bir savaşta (Körfez Savaşında olduğu gibi) Türk kamuoyuna başka bir milletindilinde ve bakışıyla koordinatları verilen bir savaş yerine kendi dilinden birileri tarafından aktarılan bir senaryo mu sunmak istemiştir? Taha Akyol bunun için mi vitrine konulup son anda vitrinden uzaklaştırılmıştır. Bu katar El Ceziresi aynı amaca yönelik mi çalışıyor? Bu TV, ekranın sağında, solundaki Arapça yazı ve kısaltmalarla (logosu)Türk kamuoyuna daha mı sıcak gelecektir? Altında Arapça yazıyor diye Sahibinin Sesi’ne bakmadan her denilene evet mi diyeceğiz? Bu bakımdan Türk Ordusundan gelecek sese kulak verilerek her türlü çatlak sese karşı duyarlı olmakta fayda görmekteyim.3. Taliban, ilk açıklamasında hadiseyi “Terör “ olarak nitelendirdi. Doğrudur, masum halkı, milyonlarca insanı korkutarak, büyük göç dalgalarına sevk ederek, bombalayarak, evinden barkından uzaklaştırarak Pakistan, İran, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Çin sınırına doğru yalınayak yollara düşürmek terördür. Ancak bunlara vesile olmak da bir terördür. Terör varsa bunun sorumlusu terörü yaratanlarla kucak kucağa olanlardır. Bu da bir yana olan masum halka olmaktadır. Şu anda yollarda iki buçuk milyon, İran’da iki milyon, Pakistan’da iki milyon toplam altı bucuk milyon insan göç halindedir veya aç susuz kamplara kapatılmak durumundadır. Bu göçlerden çok önce Akdeniz’de batan birtakım gemilerin yolcularının çoğu Türk asıllı Afganlılar olduğu hatırlanırsa göç dalgasına Türkiye’nin de hazırlıklı olması gerekir.4. İngiltere Başbakanı, savaşla ilgili açıklamasının bir yerinde mealen ”11 Eylül’de yapılan saldırının bugüne kadar İngiliz vatandaşlarına karşı yapılan en büyük saldırı olduğunu, ülke içinde veya dışında İngiliz vatandaşlarına yapılan saldırıya kayıtsız kalamayacakları için bu savaşta yer aldıklarını” söyledi. Bu bizim soydaşlarımızın en büyük taraf olarak yer aldığı savaşta bizim neden bütün imkanlarımızla yer almadığımız sorusunu akla getiriyor; Neden biz Dostum cephesindeki Türkleri ayakkabısız bırakalım veya onların bizim dışımızda ayakkabısız savaştırılmalarına göz yumalım? İransınırına yığılan göçmenleri Güney Azerbaycan’da, Türklerle Farslar arasına tampon olarak yerleştirmeyi düşünmektedir. İran haber ajansı İrna’ nın bildirdiğine göre sınır kasabası Zaranç’ da halk Taliban’ la çatışıyormuş. Bu da İran’ ın kendi bahçesi olarak gördüğü Afganistan’ da hiç de eli boş durmayacağı anlamına geliyor. İran ve Çin diklenecektir. Rusya fırsat bu fırsat Akdeniz’e inmek içingerekirse Pakistan’ lı göstericilere yardım bile edecektir. Keşmir meselesi çözülmeye kalkılabilir. Çeçenistan ve Afganistan üzerinde biyolojik ve kimyasal silahlar başta olmak üzere yeni silahlardenenebilir. Ebola ve benzeri virüsler semalarımızı kaplayabilir.5. Türkiye her şeye hazır olmalıdır. İçte yeni bir kriz yaratmak isteyenler olabilir. Başta ekonomi olmak üzere her konuda tedbirli olmak zorundadır. Borsa Türkiye’yi dize getirmek için bir çökertmearacı olarak kullanılabilir. Onun için ya borsa kapatılmalı, yahut da çok ciddi caydırıcı tedbirler konmalıdır. Altın’ a önem veren bir sistem oluşturmak, içerde ve dışarıda alacaklarını tahsil etmek (Körfez alacakları da dahil) hortumlanmış paralarını bunu yapanlardan geri almak mümkündür. Doğalgaz konusundaki bağımlılığından derhal kurtulmalı, Mavi Akım’ ı unutmalıdır. Borçlarını derhal kapatarak ekonomik açıdan düzlüğe çıkmak için seferberlik başlatmalıdır. Tasarruf özendirilmeli, mesela savaşan bir ülke olduğumuz göz önüne alınarak elektrik kesintisi teşvik edilmelidir. Öbür taraftan da akıllı tüketim kampanyaları açılarak ekonomi rahatlatılmalıdır.Türkiye, dünya üzerindeki bütün masum insanların yeni kıblesi olmaya hazırlanmak zorundadır. Çünkü görüldüğü kadarıyla ABD Dünya jandarması olamamış, küresel İmparatorluğun kuklası halinegelmiş,milletleri bölüp birbiriyle savaştıran bir canavara dönüşmüştür. Savaş ticareti yapan küreselcilere karşı yapılan saldırı ona buna yamanmıştır. Bunların yine kendilerinin kontrolünde olmasıçok önemlidir. 11 Eylül de, Taliban da, Bin Ladin de aynı karanlık gücün eseridir. Olan masum insanlara olmaktadır. Dünya aldatılmaktadır. Çevremiz hızla felaketlere boğulurken savaş içinharcanan paraların milyonda biri beslenme, sağlık, eğitim ve kalkınmaya ayrılmadığı için insanlar ölmekte veya sefalet içinde yaşamaktadır. Üstelik birbiriyle savaştırılmaktadır. Günde 35.000insan açlıktan ölmektedir. Atılan füzelerden birinin parasıyla bütün Kabil halkı bir yıl açlıktan kurtulabilirdi. Bu felaketleri gerçekleştirenler, açlık ve sefalete karşı para ayırmak yerinesilahlanmaya harcama yapanlar, İnsanlığa bu kötülüğü yapanlar bir avuç insan kılıklı canavardır. Bunlar kan emici parazitlerdir. İnsanlık kısa bir süre sonra savaş ticaretiyle para kazanmak içinmilyonlarca insanın hayatıyla oynayan bu canavarlara dersini verecektir.Türkiye tarihinden gelen tecrübesiyle İnsanlığı bu felaketten kurtarmalıdır.Türk Milleti yeniden insanlığa adalet götürmeli ve buna hazırlanmalıdır.

[1] Bu yazı 11 Eylül 2001 Salı saat (ö.s) 2:22 tarihli olup http://groups.yahoo.com/group/bayrak-/message/144 adresinden alınmıştır.
[2] http://groups.yahoo.com/group/bayrak-/message/145

1 yorum: